BİTEN BİR SEZONUN ARDINDAN…
Şile’de yaz sezonu 1 Haziran’da başlar 31 Ağustos’ta biter. Şile’de yaşayanlar ve yaz sezonu boyunca Şile’de olanlar bu yazılmamış kanunu bilirler. Ticari turizm verilerine göre de sezon, Üniversite sınavının bitmesiyle başlar (Haziran ayının 3. haftası)okullar açılmadan 1 hafta öncesi de biter (Eylül ayının ilk haftası).
Şile’de yaz sezonu Ege - Akdeniz gibi değildir, bu kısa sezonda yağmurlar rüzgârlar derken güzelim yaz göz açıp kapanıncaya kadar biter. 1 Eylül’de balık yasağının kalkmasıyla birlikte bir başka güzel olur. Hele bir de pastırma yazı sıcakları Ekim sonuna kadar devam ederse tadından yenmez.
Tabi son yıllarda yaşanan küresel iklim değişikliği ve pandemi etkisiyle Şile’de bir şaşkınlık ve değişim içerisinde. Şile’nin bu kısıtlı yaz sezonunda sadece plaj ve deniz odaklı bir yaklaşım kasabamıza maalesef bir katma değer sağlamamakta. Şile tarihiyle, doğasıyla 12 ay yaşayabilecek özellikle yurt dışından üst sosyo ekonomik sınıfa mensup turistleri çekebilecek bir potansiyele sahip.
O zaman 1 soru, Şile neden bu potansiyelini bir türlü açığa çıkartamıyor?
Dünya artık pazarlama stratejileriyle yönetilen bir pazar yeri adeta. Öncelikle yerel yönetimler kaliteli ve çeşit içeren (gastronomi, arkeoloji, deniz, spor, kültür-sanat, gece hayatı vb.) turizmi ve Şile’ye katma değer yaratacak stratejileri profesyonelce geliştirebilecek konunun uzmanlarından destek almalılar. 5 - 10 yıllık pazarlama projeksiyonları geliştirerek hedefler belirlemeliler. Şile’yi sadece pazar günleri tatile gidilen, günübirlikçi akını olan bir kasaba halinden çıkartacak aklı ortaya koymalılar.
Turizm altyapısı ve yatırımları için küresel turizm şirketleriyle işbirliklerine açık olmalılar. Bunları yaparken Şile’nin sahilleri ve doğasını azami derecede koruyarak “Yavaş Şehir” mottosunu düstur olarak almalılar. Tüm süreçleri mutlaka açık ve şeffaf olarak yönetmeli, ayrıcalıklı kişilere sunulan imtiyazlar haline getirmemeliler.
Bu sezon Şile’yi kısaca özetlemek gerekirse, bayramda geç alınan denize girme yasakları, kurumlar arasındaki anlamsız çekişmeler ve neredeyse Temmuz ortasından beri bomboş kalan bir Şile! Acaba yetkililer bu sezonun analizini ve özeleştirisini yapacaklar mı? Buradaki tespitlerden çıkacak öğretileri gelecek sezon için kullanacaklar mı?
Medya da Şile ve boğulma haberleri yıllardır özdeştir. Doğduğumdan beri Şile’ye gelirim, tanıdığım hiç kimsenin boğulduğuna şahit olmadım. Örneğin, gelecek sezon için basit önleyici tedbirlerle, yerel ve ulusal basında yapılacak doğru iletişim kampanyalarıyla bu imajı ortadan kaldıracak bir strateji geliştirecekler mi?
Sorunların çözümünün 20 tane takım elbiseli yetkilinin bir araya gelip, fotoğraf çektirmesiyle olmayacağını fark edecekler mi?
Şile Sivil İnisiyatifi, yukarıda bahsettiğim konularda tam bir erken uyarı sistemi görevi görüyor kurulduğu günden bu yana. Şilelilerin görüşlerini ve düşüncelerini çok hızlı bir şekilde gündeme taşıyor.
Örneğin, Şilelilerden aldığı içgörüleri paylaşarak, gençleri motive edecek sörf okulunun ücretsiz olarak hayata geçirilmesine katkı sağladığı gibi. Bunun için ilgili yetkililere teşekkür ederim.
Şilelilerin tarihi deniz fenerini Siyah-Beyaz şeritli olarak görmek istemeleri de bir gündem Şile’de. Halkın bu talebine, ısrarla kayıtsız kalan ve anlamsız bir şekilde deniz fenerini gri bir taş yığınına çevirmeye yönelik bu çalışmanın amacına kimse anlam veremiyor. Üstelik denizcilik kurallarına göre fenerin Siyah-Beyaz olması çok net ortaya koyulmuşken. Bunun için de yetkililerden halkın sesine kulak vermelerini ve ısrarlarından vazgeçmelerini rica ederim.
Sözün özü, bu sezondan alınacak dersler ve profesyonel bakış açısıyla Şile’nin 12 ay boyunca parlayan bir kasaba olması için tüm paydaşların azami gayret sarf etmelerini temenni ediyorum.
Saygılarımla,
Emre Gürol – Ağustos 2021
Telif Hakkı © 2024 Silesivilinisiyatifi - Tüm Hakları Saklıdır.