ŞİLE VE AĞVA İÇİN DÜŞÜNME ZAMANI
Güzel Şilem... Tarihi, denizi, dokuma bezi, feneri, ocaklı adası.. İçinde çok kıymetli değerler barındırır, anılar saklar Şile’m. Atalarımızdan kalan, bizim de çocuklarımıza bırakacağımız en güzel emanetimiz...
Şilemizin güzelliklerinde daha fazla insanın faydalanması adına nitelikli organizasyon ve projeler üreterek, çevre ve doğasına zarar vermeden neler yapabilir, ekonomisini verimli ve sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz?
Ailelerin çocukları için planladıkları yaz tatili ve yabancı dil eğitim kampları Şile’de yapılabilir mi?
Farklı şehirlerden çocukların doğa içinde bir araya gelebileceği, konusunda profesyonel eğitmenler yönetiminde İngilizce, Almanca, Fransızca, Çince, Rusça gibi yabancı dil eğitim kamplarına dahil olabileceği, eğitim alırken doğaya saygıyı ve doğa içinde var olmayı keşfedebileceği bir “Doğa ve Eğitim” kampının Şile’de tahsis edilmesi söz konusu olabilir mi?
Aynı kamp içinde uluslararası öğrencilerin taleplerini karşılamak adına Türk dilinin de öğretileceği bir sınıf açılması, yurtdışından aracı kurumlar ile talep toplanması mümkün olabilir mi? Buna bağlı olarak eğitim kampına farklı ülke ve coğrafyalardan kayıt için başvuran öğrencilerin, talepleri doğrultusunda farklı dil okulları ile buluşturulması, bu anlamda kurumlarla işbirliği yapılması mümkün olabilir mi?
Bahsettiğim bu yaz okulu programı kapsamında, Şile’nin tarihini, dokusunu ve kültürel değerlerini içine alan, farklı kültürler arasında köprü kurmayı hedefleyen, çeşitli eğitsel faaliyetler ile donatılmış kültür ve turizm etkinlikleri de söz konusu olabilir mi?
Kesinlikle Olabilir !
Şile’nin İstanbul’a yakınlığını fırsata çevirmek, bu anlamda eğitim kampı bünyesine yurtdışından gelen öğrenciler için kültür ve tarih tanıtımı amaçlı İstanbul gezi programları düzenlemek de mümkün. Faaliyete geçmesi ile birlikte çocukların yaz kampına katılımları, ailelerin de Şileyi ziyaret periyodlarını artıracak, buna bağlı olarak restoran, konaklama, alış-veriş döngüsü Şile ekonomisine katkı sağlayacaktır.
Çocuklar eğitim alırken, Şile de anılar biriktirecek ve yetişkin olduklarında Şile ile bağları oluşacaktır. Bu sayede eski nesiller ile yeniler arasında kültürel miras etkileşimi söz konusu olabilecek, geçmiş ile gelecek arasında köprü kurulabilecek, Şile’nin uluslararası platformlarda “Doğa içinde Eğitim Kampı” konsepti marka haline gelebilecektir. Periyodik olarak her yıl düzenlenecek kampın eğitim kalitesi ve doğa / kültür aktiviteleri yüksek tutulabilir ise katılımcı sayısı günden güne artacaktır.
Bahsettiğim bu kamp nerede olabilir? Ağlayankaya da bulunan, Şile Ala kadınlar plajı çocuk ve gençler için eğitim kampı olabilir mi? Çocukları doğuran, onlar için her türlü fedakarlığı yapan anneler, çocuklarının eğitimi için bu güzel mekânı seve seve gençlere verirler mi? Farklı ülke ve coğrafyalardan talep alan, eğitim kalitesi ve aktiviteleri ile marka olabilecek, çocuklara ve gençlere doğa içinde eğitimi aşılayabilecek bu kampın Şileli çocuklara da fayda sağlama ve değer katma düşüncesi her aile için ‘evet’ cevabını vermek adına yeterli olacaktır kanaatindeyim... Farklı kültürden gençlerin eğitim amacı ile Şile’ye gelmesi beraberinde getireceği enerjiyi sinerjiye dönüştürür, ardından kalite ve inovasyon gelir...
Bilindiği üzere, 1859-1860 yıllarında Fransız fener idaresi tarafından yapılan Şile fenerimiz, Türkiye’nin en büyük deniz feneridir. İstanbul’un en görkemli ışığı altında, piyano, keman ve diğer müzik virtüözlerinin / ekiplerinin ve kamp öğrencilerinin katılımı ile düzenlenecek sanat festivali ve çeşitli yarışmalar markalaşma konusunda da vazgeçilmez bir katma değer yaratabilir. Her kesimden insanın parlaklığının, güzel ve büyüleyici ışığının altında anılarının, yaşanmışlıklarının olduğu Şile feneri, eğitim kampının sanat faaliyetleri ve düzenlenecek festivaller ile görkemini ve güzelliğini yerli ve yabancı nesillere aktarabilir. Bunun yanı sıra Şile’de çekilen eski Türk Yeşilçam filmlerinin gösterime sokulacağı açık hava sinema günleri düzenlenebilir. Ve daha nice güzel projeler...
Bir Şile’miz, Ağva’mız daha yok... Kumuna, denizine, doğasına, toprağına, tarihine, kültürüne zarar vermeden, gelecek nesillere pırıl pırıl bırakmamız, nadide ve tarihsel miras olan yapıları kiralamak yerine koruma altına almamız, Şilelinin ekonomik anlamda kalkınmasını ise farklı ve doğaya duyarlı projeler ile sağlamamız kaçınılmazdır. Belediyenin bahsi geçen projelere öncülük etmesi, Şileli ile birlikte var olanı tüketmek yerine katma değerli ve sürdürülebilir projeler üretmesi sürekliliği ve başarıyı beraberinde getirir.
Sonuç olarak, insanoğlu elindekinin kıymetini onu kaybedince daha iyi anlıyor. Öte yandan ona hiç sahip olmayan insanların sahip olmak için çabalarını gördüğünde hakikati algılıyor. Buna en güzel örnek umarsızca çevreyi katleden, acımasızca doğayı kirleten ticari faaliyetlerden sonra, Marmara denizinde günümüzde yaşanan deniz salyası sorunudur. Buna bağlı olarak geldiğimiz noktada maalesef Marmara denizinde canlı eko sistemi yok olmayla karşı karşıyadır. Tüm bunlara neden olanlar duyarsız insanlar ve her tür doğa tahribatını uzaktan izleyen, katliama ortak olan yetkililerdir..
Ne yapsak da Marmara Denizi eski haline gelse? Halici kurtarmak isterken hep birlikte koskoca Marmara Denizini yok olmaya mahkum bırakmışız bu sürecin finalinde..
Şile’de ve Ağva’da geç olmadan önlemler alınmalı. Şimdi artık benzer bir “Marmara Denizi salyası“ faciası yaşanmaması adına, ormanlarımızı, denizimizi, tarihimizi koruma zamanı... Şile’miz ve Ağva’mız için el ele verme zamanı... Elini taşın altına koyma ve yüreğini gelecek nesiller için dinleme zamanı...
Her şey hepimizin gelecek nesiller adına düşünmesi ile başlayacak...
Yine ve yeniden ifade ediyorum, Bir Şile’miz, Ağva’mız daha yok, ona sahip çıkalım ve değer üretelim doğa ile uyumlu projeler yaratarak hep birlikte!
Leyla İbiş - Haziran 2021
Telif Hakkı © 2024 Silesivilinisiyatifi - Tüm Hakları Saklıdır.